Durdura Bilen Buyursun...!!!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Durdura Bilen Buyursun...!!!


 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 10 tane fıkra

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HOT_TOUCH




Mesaj Sayısı : 2
Nerden : NET OLAN HER YERDEN
Rep :
10 tane fıkra Left_bar_bleue0 / 1000 / 10010 tane fıkra Right_bar_bleue

Kayıt tarihi : 13/11/08

10 tane fıkra Empty
MesajKonu: 10 tane fıkra   10 tane fıkra Icon_minitimePerş. Kas. 13, 2008 7:34 pm

Kim ?
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:
- Kiminle evlisin?
- Bizum kariylan!
Hakim sinirlenmiş:
- E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
- Duydum tabi, nasıl duymadum!..
- Kimmiş?
- Bizum karı







Ucuzluk
Adam işitme cihazı almak için bir mağazaya girmiş,
tezgâhtara,

"Ucuz bir şey olsun!" diyerek..
"Fiyatlar 2 dolar ile 2000 dolar arasında değişiyor
efendim..!" demiş tezgâhtar...
"2 dolarlık model nasıl bir şey?"
"Bu butonu kulağınıza takıp şu teli boynunuzun
üzerine bırakıyorsunuz efendim!"
"Bu nasıl çalışıyor?" "Çalışmıyor efendim...
Kulağınızda bunu görenler daha yüksek sesle
konuşmaya başlıyorlar..."!




Cesur
Bir tatbikat sırasında generaller aralarında
iddaya girmiş hangimizin askeri daha cesur diye.

Karacı hemen bir er çağırmış.
-Koş uçurumdan atla.
Asker koşmuş tam atlayacakken geri dönmüş ve
"Komutanım bir maruratım var, tepe üstümü
atlayayım ayak üstümü" demiş.
Komutan; "Bakın, işte askerim bu kadar cesur".

Denizci askerini çağırmış:
- 50 kilo ağırlıkla aletsiz dalış yap.
Asker,"Emredersiniz komutanım" demiş.
Er hazırlanırken komutan:
-İşte benimki daha cesur bakın.

Havacı askerini çağırmış:
-Bin uçağa 10 bin metreden paraşütsüz atla.
Asker sırıtarak:
- s.kt.r len..
Komutan:
-Bakın en cesuru benimki işte, komutanına
bunu diyebiliyor.






Hristiyan ve Yahudi
Roma'da dünyaca ünlü San Pietro Kilisesi'nde
büyük bir pazar ayini... Görkemli bir dinsel
tören.. Papa bile katılıyor. Koskoca meydan
mahşer yeri gibi. Kilisenin içi de dışı da
tıklım tıklım. Bu arada kilise kapısında iki
adam özellikle dikkati çekiyor.
İkisinin de boynunda kocaman birer levha asılı.
Birinde "Ben koyu bir Hristiyanım, lütfen bana
yardım ediniz" yazılı. Ötekinde ise sadece "Ben
koyu bir Yahudiyim" yazıyor. Tabii ki kiliseden
çıkanlar Hristiyan olduğunu ifade eden adama
yanaşıyorlar ve ellerini ceplerine atıp cömertçe
bir şeyler veriyorlar.
Yahudi olduğunu ifade eden adamda ise siftah yok.
Bu arada kiliseden çıkan iyi niyetli biri "Yahudiyim"
yazısı taşıyana sokuluyor. "Bana bak kardeş" diyor,
"Dürüstlük iyi bir şey, ama binlerce Hristiyan
kiliseden çıkarken, senin Yahudi olduğunu böyle aleni
olarak ifade etmen kanımca hiç de akıllıca bir hareket
değil. Bak kimse sana para da vermiyor zaten..
Bence çıkar o yazıyı boynundan, sen de şu Hristiyan
gibi." deyince;
boynunda "Yahudiyim" yazılı adam "Hristiyanım" yazılı
olana dönüp sesleniyor:
- Heey! Salomon! Herife bak be! Gelmiş bize ticaret
öğretiyor..








Tatil
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir
seneden sonra tatile çıkmaya karar verir.
Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte
tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur.
İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk
uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık
bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce
tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson
kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı,
tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider.
"Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır
ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon
yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?"
İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay
kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı
başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."








Ne Yapıyor?
Bir gün yolda yaya giden bir bektaşinin
önüne bir atlı çıktı:
- "Baba" dedi, "Bir müşkülüm var. Beni
aydınlatır mısın?"
Bektaşi yanıt verdi:
- Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum.
- Şunu öğrenmek istiyorum: Şu anda Allah
ne yapıyor?
Sualin münasebetsizliğine içerleyen derviş,
hiç belli etmemiş:
- Yanıt veririm ama bir şartla, sen o attan
in, ben bineyim.
- Neden?
- Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt
vermek gerekir de ondan!
Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş. Adam:
- "Hadi" demiş "söyle bakalım. Allah şimdi
ne yapıyor?"
Bektaşi:
- "Ne yapacak, atı senin gibi bir budalanın
elinden alıp,
benim gibi bir akıllıya veriyor". Ve çalakamçı
uzaklaşmış.





Pardon
Bir gün kurbağa yakışıklı prensi öper ve prensin
konuşma özgürlüğünü her yıl bir kelime konuşmakla
kısıtlar. Prens konuşmamanın acısıyla kıvranır
dururken, bir gün ahu gözlü, güzel ve çok şirin
bir kız görür. Ve buna sevgisini açıklamak ister
ama bunun için büyük fedakarlıklara katlanması
gerektiğini düşünür ve güzel kız için bunun yapması
gerektiğini düşünür. İlk düşündüğünde "seni çok
seviyorum" diyecektir.
Prens üç yılı çok zorluklara katlanarak geçirirken
kızı görüp de konuşamamanın acısına katlanmayı göze
alır.

Zorlu üç yıl sonunda prens "seni seviyorum" demenin
onun için tam bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüp
"benimle evlenir misin" demeyi de kararlaştırarak 2
yıl daha beklemeyi göze alır. Yine zorluklarla geçen
yıllar sonunda prens 5 kelime konuşma hakkına sahip
olmuştur ve böylece güzel kıza "seni çok seviyorum,
benimle evlenir misin?" diyebilecektir. Koşa koşa kızı
bulabileceği yerleri dolaşır.
En sonunda kızı bulur ve bir şeylerle uğraşmakta olan
kıza, "Seni çok seviyorum, benimle evlenir misin?"
diye sorar.
Elindeki işi bırakan kız söyleneni anlamayarak,
"Pardon?"











Müdür
Sabah anne, oğlunun odasına girdi ve onu uyandırdı.
"Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın..."
Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu
bir sesle,"Fakat anne, bugün okula gitmek istemiyorum"
dedi. Anne, oğlunun isteğine karşı çıktı: "Okula neden
gitmek istemiyormuşsun bakayım?" dedi. "İki ciddi neden
söyle bana..."
Oğlu bir yandan esnerken, bir yandan da annesini
yanıtladı:
"Okuldaki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar,
biiir...
Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar, ikiii...
Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?"
Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı;
"Bunlar okula gitmemen için neden olamaz" dedi.
"Şimdi hemen kal ve çabuk hazırlan..."

Bu kez oğlu iki ciddi neden göstermesini istedi
annesinden: "Sen de bana, okula kesinlikle gitmemi
gerektirecek iki ciddi neden gösterebilir misin,
anne?" dedi.
Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstündeki
yorganı hızla çekti ve oğlunun istediği iki ciddi
nedeni ondan sonra açıkladı: "Birinci ciddi neden,
52 yaşında koskoca bir adamsın..." dedi şöyle devam
etti:
"İkinci ciddi neden ise, sen okulun müdürüsün, oğlum..."







Yemin
İki sevgili, başbaşa konuşuyorlardı.Biri diğerine,
"Hayatımdaki tek erkek sensin Orhan" dedi.Diğeri,
"Bunu ispatlamak senin elinde." diye kadının saçını
okşadı.Kadın, "İstersen yemin ederim" dedi.
Adam, "Neyin üzerine?." Kadın,"Çocuklarımın."







George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Çocuklara:
"Sorusu olan var mı?" der. Ve kücük Bob sözü alır.
- Benim üç sorum olacak:
1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl
oldu da Başkan oldunuz?
2- Hiroshimaya atılan atom bombası sizce dünyanın
en büyük terör faaliyeti değil midir?
3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırdınız?

Aniden zil çalar ve çocuklar tenefüsse çıkarlar.
Çocuklar geri döndügünde bu sefer sözü küçük
Tom alır. Benim beş sorum olacak:
1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl
oldu da Başkan oldunuz?
2- Hiroshimaya atılan atom bombası sizce dünyanın
en büyük terör faaliyeti değil midir?
3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırdınız?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken çaldı?
5- Bob nerede?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
10 tane fıkra
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Durdura Bilen Buyursun...!!! :: EĞLENCE :: Fıkralar-
Buraya geçin: